Aura ve Çakralar
Çakra Nedir?
Çakralar konusu gerçekten çok önemlidir, yapılan bilimsel araştırmalalarda da çakraların hormonal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde olduğunu ve bunlara bağlı organları etkilediği ispatlanmıştır.
Çakra Nedir?
- Çakra Sanskritçede ( Tekerlek) ve tasavvufta ( Letaif) olarak isimlendirilir.
- Her çakra bedendeki enerji merkezidir ve her bir enerji merkezi bedenimizde bulunan salgı noktalarıdır ve enerjinin bedenimizde en yoğun olarak sarf edildiği noktalardır.
- Her bir çakraya bağlı tali çakralar vardır bunlara meridyenler de denir. Çakra aldığı enerjiyi bu meridyenler vasıtası ile kontrol ettiği alana dağıtarak enerji faaliyetlerinin devamlılığını sağlar.
- Aura saydamdır ve ışığı emerek çakralara yansıtır çakralar yansıyan bu ışığı kendi renklerine çevirirler.
1.ÇAKRA: KÖK ÇAKRA ( Mulahadra)
İç salgı bezi: Adrenal (böbrek üstü bezi)
Bedenle ilgili bölge: Omurga, dişler, tırnaklar, bacaklar, ayaklar, kemikler, kalın bağırsak
Prostat bezi, Kan ve hücre yapımı, sinir sistemidir. Kök çarka veya (mulahadra) kuyruksokumu kemiğinin sonunda yer alır. Mulahadra’nın anlamı temel ve ya destektir. Bu merkez asıl enerjiyi içerir. Bu çakrada oluşan tıkanıklık ve yetersiz çalışma bu organ ve iç salgı bezlerinde sorunlar yaşamamıza neden olur. Kök çarkası bize canlılık vererek dünya ile sağlam ilişki kurmamızı sağlar. İyi çalıştığı sürece kendimizi hayat dolu ve enerjik hissederiz. Duygusal seviyede bize cesaret ve dayanıklılık verir. Hayatta kalma arzumuzda önemli rolü vardır. “Kaç ya da Dövüş” güdümüzü kontrol eder. Bu çakranın yetersizliğinde kendimizi sinirli ve güvensiz hissederiz. Sonuç olarak korkunun doğduğu merkezdir. Bu çakranın fazla hareketli çalışması durumunda egoist, para ve seks bağımlısı oluruz.
2.ÇAKRA: SAKRAL ÇAKRA (Svadisthana)
Saygı ve Kabul görme
Başkalarını sevmek ve onlara hizmet etmek, yumurtalık, prostat ve testis Bedenle ilgili bölge: Leğen kuşağı kemiği, üreme organları, böbrekler, mesane, mide suyu, kan dolaşım sistemi ve lenfatik sistem Svadisthana’nın anlamı “benliğin mekanı veya yaşam gücünün evi”dir. Sakral çarka göbeğin on santim kadar altında, pelvis ile göbek arasında, sırtın alt bölümünde yer alır. Bu çarka bedenin sıvı işleriyle ilgilidir. Cinselliği, yaratıcılığı ve duygusal dengeyi temsil eder. Bu çarka duygusal seviyede iyimserliği ve umudu uyarır. Başkalarıyla iyi iletişim kuranların iyi dengelenmiş sakrak çakraları vardır. Bu çarka gerektiği gibi çalışmazsa, mafsal iltihabı gibi rahatsızlıklara yakalanırız. Bu genellikle kızgınlık, hayal kırıklığı, içerleme gibi çakranın yeterince uyarılmadığı durumlarda ortaya çıkan negatif duygulanımlardan kaynaklanır. Sakral çarka gereğinden fazla uyarıldığında ise kişi yönlendirici ve saldırgan, kendine karşı ise çok fazla toleranslı olur. Bu çarka ilkel duyguların, cinsel arzuların ve yaratıcılığın merkezidir. Bu çarka dölleme ve üreme işlevini görür. Yaşam akışını engelleyen tıkanıklıkları temizler. Maddi dünyada ise böbreklerin fonksiyonları ile kendini gösterir. Cinsellikle ilgilidir
3.ÇAKRA: SOLAR PHLEXUS (Güneş Sinir Ağı-Manipuraka)
Davranış Biçimi: Etkili iletişim kurmak
Akıl ve İdrak
İç salgı bezi: Pankreas
Bedenle ilgili bölge: Nefes, diyafram, mide, onikiparmak bağırsağı, safra kesesi, sırtın altı, karın, otonom sindirim sistemi, dalak ve karaciğer Solar çarka ya da Manipuraka onikinci göğüs omuruyla birinci bel omuru arasında yani göğüs kafesinin altında bulunur. Manipuraka sözcüğünün anlamı “ göbeğin mücevheri”dir.Bu çarka bize sıcaklık, kendine saygı ve mutluluk verir.Buradan eterik ve fiziksel bedeni besleyen güneş enerjisi emilir ve diğer dokulara dağıtılır.Bu çakrayla diğer canlılar ve maddi evrenle ilişki içine gireriz. Verimli bir biçimde çalıştığı zaman besinlerin emilimini ve asimilasyonunu sağlar. Hazmı kolaylaştırır ve kişi kendini zinde hisseder. Aynı zamanda gözlerle de etkilidir. Duyarlılıkla da ilintilidir. Duygusal düzlemde iyimserlik, yaratıcılık, kendine saygı ve güven getirir. Kişi negatif bir tarzda yaşıyorsa solar çakrasının içinde kızgınlık ve düşmanlık birikir. Bu çarka çok fazla uyarıldığında, güvensiz olunur ve yaşam kontrolü elden gider. Bilinçaltıyla ilgili çakradır.İlişkiler hep bu merkezle ilgilidir. Bir insan için kişiliğin temelini temsil eder.Bu çarka astral bedenle direk ilişki içerisindedir. Ruh buradan dışarı çıkar.
4.ÇAKRA: KALP ÇAKRASI (Anahatha)
Duyu: Dokunma
Arzu: Sevmek ve sevilmek
Davranış :Güven Kazanmak
İç salgı bezi: Timüs
Vücuttaki bölge: Kalp, dolaşım sistemi, akciğerler, solunum sistemi, bağışıklık, sistemi, sırt kısmı, göğüs ve göğüs boşluğu,kan, dolaşım sistemi, deri, kollar ve ellerle ilgilidir. Kalp çakrası ya da Anahatha dördüncü ve beşinci göğüs omurunun ortasında yani göğüsün ortasında kalpla aynı hizadadır.Aşk, uyum, sempati, anlayış ve dokunmayla ilgili çarkadır.Uzak doğuda bu çakraya “ruhun evi” adı verilir. Anahatha’nın anlamı “yenilmez” demektir.Bu çarka şefkat, kendini kabullenme, kendine ve başkalarına saygı duymadır.Amacı: Kalp çakrası tüm çarka sisteminin merkezidir. Kalp çakrasında amaç sevgi yoluyla tam bütünleşmeye varmaktır.Bu çarka açık olduğu zaman gerçek mutluluk ve sevgi hissedilir. Sonra ilahi sevgiye dönüşür. Kızgınlık, nefret ve kırgınlık burada nötrleşir. Kalp çakrasının enerjisi çok kuvvetlidir ve açık olduğunda başkalarını tedavi etme gücü vardır.
5.ÇAKRA: BOĞAZ ÇAKRASI (Visshudha)
Duyu: İşitme
Arzu: İç huzuru
Davranış : Risk alma
İç salgı bezi: Troid
Vücuttaki bölge: Troid bezleri, boğaz, bademcikler, ses telleri, kadın üreme organı, kulaklar Boğaz seviyesinde yer alır. Visshudha sözcüğünün anlamı “saf” tır. Boğaz çakrası üçüncü göz çakrasından gelen düşünce ve fikirleri alt çakralara iletir. Sese özellikle de insan sesine bağlıdır.
Bu iletişim ve kendini ifade etme çakrasıdır. Duygusal seviyede idealizm, sevgi ve anlayışı temsil eder. Dengeli bir boğaz çakrası, iç huzur, iyi zamanlama duygusu ve güçlü inanç sağlar.Fazla uyarılırsa, küstah, dogmatik, alaycı ve insanların üzerine giden bir yapı ortaya çıkar. Gerektiği gibi uyarılmazsa da zayıf ve güvenilmez kişili ortaya çıkar. Amaç; İnsanda iletişimin ve ifadenin merkezidir. Düşüncelerimizle duygularımız, dürtülerimizle tepkilerimiz arasında bağlantı kurar. Boğaz çakramız ne kadar gelişirse zihinsel bedenimizin o kadar farkında oluruz ve etrafımızdaki enerji bedenlerimizin farkında oluruz.
6.ÇAKRA: ÜÇÜNCÜ GÖZ ÇAKRASI (Ajna-Alın çakrası)
Arzu: Duyu görü ve evrenle uyum içinde olma
Davranış: Başkasının rüyasını gerçekleştirmek.
Anahtar Sözcük: Sezgi
İç salgı bezi: Hipofiz
Vücuttaki bölge: Yüz, gözler, kulaklar, burun, sinüsler, beyincik, merkezi sinir sistemi Ajna ya da üçüncü göz çakrası alnında, iki kaşın tam ortasında yer alır. Ajna kelimesi Sanskritçeden gelmiş olup “emir-yönetim” anlamına gelir. Bu çarka zihni yönetir ve tüm diğer çakraların da yönetim merkezidir.Tüm sezgiler üçüncü göz çakrasından kaynaklanır. Başka insanların tavır ve duygularını yakalamak gibi ince ayrıntılar bile. Ajna genellikle meditasyon esnasında konsantrasyon merkezi olarak kullanılır. Kişi bu merkezin uyanışıyla gözle görülmeyeni görme, duyulamayanı duyma yetisi kazanır. Bu çakranın yardımıyla akıl, hafıza, irade, konsantrasyon ve gelecekte olabilecek olaylar önceden hissedebilme özellikleri gelişir. Amacı; Yüksek zihinsel güçlerimizin, entelektüel kapasitemizin, hafızamızın ve irademizin merkezidir ve oluş burada bilinçle algılanır. Fiziksel düzlemde merkezi sinir sistemine karşılık gelir. Bu süreç otomatik olarak gelişir. Bilincin geliştirilmesi ve üçüncü gözün açılmasıyla düşüncelerin denetlenmesi öğrenilir. Ayrıca fiziksel gerçekliğin ardındaki tüm yaradılış algılanır.
7.ÇAKRA: TAÇ ÇAKRA (Tepe çarka-Sahasrara)
Arzu: Evrensel anlayış-saf oluş
Davranış: Bilgi ve bilgeliği arttırma
Anahtar Sözcük: Tinsellik
İç salgı bezi: Epifiz
Vücudumuzdaki bölge: Beyin Sahasrara ya da Taç çarka sonsuzluğu temsil eder. Sanskritçe’de sahasrara sözcüğünün anlamı “binlerce” demektir. Taç çarka başın tepe noktasında yer alır ve bedenin en güçlü enerji titreşimlerini kontrol eder. Bu çarka doğamızın iç ve dış yanlarını temsil eder. Ayrıca insanların tam canlılar arasındaki bağların farkına vardığı mistik, tinsel düzeyimi de yönetir. Evrenin parçası olduğumuz zaman daha ilkel ve temel olan doğamızı bir yana bırakır, gerçek anlamda yaşamaya başlarız. Bu çarka fazla uyarıldığında hayal kırıklığı içinde yıkıcı ve depresif tavırlar gözlenir. Ayrıca ağır migren ağrıları oluşur. Az uyarıldığında ise içimize kapanır, iletişim kuramaz ve yaşama sevinci duyamayız. Amacı; Bu çarka diğer tüm çakraların enerjisini içinde barındırır. Yolculuk burada başladı ve tekrar buraya dönülecektir. Bu çarka açıldığı zaman tüm tıkanıklıklar çözülür.
AURA NEDİR? KATMANLARI NELERDİR?
İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana Aura denir. Bu elektromanyetik alanın birçok önemli fonksiyonu vardır. Evrensel enerjiyi vücudumuza alarak yaşamımızı idame ettirmemizi sağlayan çakralar Aura’da bulunurlar. Aynı zamanda vücudun çevresini sarmış bir kalkan görevi yapar. Eğer sağlam ve güçlü bir Auramız varsa bize dışarıdan bir hastalığın yada negatif etkinin gelmesi düşünülemez. Ancak auramız zayıflamış veya yırtılmışsa negatif enerjilere ve hastalıklara çok daha açık hale geliriz. O halde auramızın güçlü ve sağlıklı olması fiziksel sağlığımız açısından çok önemlidir diyebiliriz.
Bunun yanı sıra ruhsal zihinsel ve duygusal sağlığımız açısından da auramızın sağlıklı ve güçlü olması gerekmektedir. Aura’nın birden çok katmandan oluştuğunu artık biliyoruz. Bu konuda araştırmacılar arasında çeşitli görüş ayrılıkları olsa da ana 4 katman konusunda genelde fikir birliği vardır. Bu katmanlar eterik beden, duygusal beden, zihinsel beden ve ruhsal bedendir. Bu katmanların her birinin kendine özgü özellikleri ve işlevleri vardır.
ETERİK BEDEN
Şekil ve boyut olarak fiziksel bedene benzer. Adeta fiziksel bedenin üzerine giyilmiş ve ona bire bir uyan bir elbise gibidir. Çakralar bu alanda bulunurlar ve auranın üst katmanlarından gelen enerjileri bedene alma işlevi yaparlar. Organizmanın enerji ihtiyacı tam olarak karşılanmışsa, eterik beden aşırı enerjiyi çakralardan ve deri gözeneklerinden dışarıya verir. Eterik bedenin temel işlevi fiziksel bedenin sağlıklı kalmasını sağlamak ve onu evrensel enerji alanı ile bağlantıda tutmaktır. Sağlıklı bir insanda genişliği 15-20 cm kadardır. Hastalık, yorgunluk ve stres gibi durumlarda eterik bedenin genişliği azalır. Sadece bir kişinin eterik bedenine bakılarak sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olunabilir. Eterik beden fiziksel bedeni koruyucu bir tabaka gibi kuşatır ve zararlı maddelerin bedene girmesine izin vermez. Eterik beden aynı zamanda dış dünyaya yaşam enerjisi saçar. Eterik bedeni sağlıklı ve güçlü olan insanlara 20 cm’den fazla yaklaştığınızda sizde kendinizi olumlu ve pozitif hissedersiniz. Eterik bedene sağlık bedeni de demek mümkündür. Hastalıklar vücutta ortaya çıkmadan önce bu katmanda ortaya çıkarlar ve profesyonel biri sadece eterik bedene bakarak kişinin sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olabilir. Sağlıklı bir yaşam için eterik bedenin güçlü ve sağlıklı olması şarttır. Eterik bedeni zayıflamış biri hastalıklara açık bir durumdadır.
Eterik bedenin önemli bir işlevi de yüksek enerji bedenleri ile fizik beden arasında aracılık yapmasıdır. Bu da eterik bedenin sağlığını kaybetmesi durumunda duygusal, zihinsel ve ruhsal aura katmanları ile kişinin bağlantısının zayıflayacağı anlamına gelmektedir. Bu durum bir çok psikolojik sorunun yanı sıra önemli kişilik bozuklukları, depresyon hatta intihar eğilimini gündeme getirebilir. İnsanların yanı sıra hayvanların ve bitkilerin de eterik bedenleri bulunmaktadır. Bir organı kopmuş bir insanın eterik bedeni her zaman o organ varmış gibi görünecektir. Aynı şekilde bir bitkinin yaprağını kesip Kirlian fotoğrafçılık makinesiyle resmini çektiğinizde sanki yaprak tammış gibi görürsünüz. Bu da eterik bedenin bir bütün olduğunu ve sonradan ortaya çıkan kayıplardan etkilenmediğini göstermektedir. Kişinin hafızasında bacağına ilişkin imgeler oldukça eterik bedenin o bacak kesilmiş olsa bile yer alacaktır. Eterik bedeni doğru anlamak ve eterik bedeninizin güçlenmesi için çalışmalar yapmak sağlık açısında çok önemli olacaktır.
DUYGUSAL BEDEN
Eterik bedenin üstünde bulunan ve sıvımsı yapıya sahip olan bir katmandır. Gökkuşağının tüm renklerini barındıran duygusal bedenin o anki rengi kişinin duygusal durumuna göre değişir. Zihinsel bedenden gelen üst düzey enerjiler duygusal bedene ulaşır ve burada bir değişimden geçerek zihinsel bedene iletilir. Kişinin duygusal yapısı bu katmanla ilgilidir. Üst katmanlardan gelen enerjiler burada duygusal anlamlar kazanır ve kişiye özel duygusal süzgeçten geçtikten sonra anlam kazanarak eterik bedene aktarılır. Aurada kişinin o anki ruhsal durumuna göre değişen renklerin en iyi algılanacağı alan burasıdır. Örneğin o anda çok öfkeli olan birinin koyu duygusal bedeninde koyu kırmızı renk hâkim olacaktır. Duygusal bedenin durumu kişinin duygusal yapısı ve anlık duyguları ile ilgili bilgiler verir.
ZİHİNSEL BEDEN
Duygu bedeninin bitiminde başlar ve ruhsal bedene kadar uzanır. Genelde rengi sarıdır. Fikirlerimizin yapısını barındırır ve düşünce formları bu bedende görülebilir. Hastalıklarımızın büyük bir çoğunluğu zihinsel bedenimizden kaynaklanmaktadır. Tüm hastalıkların zihinsel nedenlerinin olduğu artık birçok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur Zihinsel bedenin en önemli özelliği güçlü olduğu zaman kişinin başka insanların etkisi altında kalmaması ve özgür iradesiyle kendi kararlarını verebilmesidir. Zihinsel beden zayıfladığında ise kişi kararsızlık halindedir ve sürekli başka insanların etkisinde kalarak yaşamına devam eder. Başkaları ne der mantığını sürekli öne süren ve yaşamını başkalarının ne düşüneceğine göre planlayan bir kişinin zihinsel bedeni son derece sağlıksızdır.
Olumsuz düşünceleri elemek ve yerlerine olumlu düşünceler yerleştirmek de zihinsel bedenin en önemli işlevidir. Düşüncelerimizin yaşamımızı hangi boyutlarda etkilediğini gözümüzün önüne getirdiğimizde zihinsel bedenimizin önemini daha iyi anlayabiliriz. Hastalıkların önce zihinsel bedende oluşması ve daha alt bedenlerden fiziksel bedenimize geçmesi de zihinsel bedenin önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
RUHSAL BEDEN
Ruhsal bedenimizin titreşimi diğer bedenlere göre çok daha yüksektir ve algılanması da diğer bedenlere göre daha zordur. Evrensel enerjiler ruhsal bedenimizden auramıza girerler ve burada bir değişime tabi tutularak zihinsel bedene aktarılırlar. Ruhsal bedende ortaya çıkan bir sorun er geç daha alt bedenlere ve oradan da fiziksel bedene yansıyacaktır Ruhsal beden kişinin bütün ile bağlantısını simgeler. Bütünle bağlantısı güçlü olan bir insanın ruhsal bedeni sağlıklı olacak ve evrensel enerjiyi en iyi şekilde alarak diğer katmanlara ulaştıracaktır. Bu evrensel enerji zihinsel katmanda bir değişimden geçecek, duygusal katmanda daha farklı bir yapıya bürünecek ve en son eterik bedenden çakralar vasıtasıyla fiziksel bedene geçerek kişinin yaşam enerjisi haline gelecektir. Ancak bunun için öncelikle ruhsal bedenin sağlıklı olması gerekmektedir.
Ruhsal bedenin genişliği kişinin ruhsal gelişimiyle doğru orantılıdır. Ruhsal olarak gelişmiş bir kişinin ruhsal bedeni kilometrelerce uzağa yayılabilir. Ruhsal beden kendi yapısına en uygun olarak enerjileri alır ve alt bedenlere iletir. Ruhsal bedenin gelişimi ile alınan enerjinin kalitesinde de değişiklik olacaktır ve bu kişinin tüm yaşamını etkileyecektir. Ruhsal açıdan gelişmiş olan insanların yanında huzur, sükunet hisleri duymamız yada bu kişilerin şifa enerjisi dağıtmaları ruhsal bedenlerinin canlı, parlak ve güçlü olmasıyla ilişkilendirilir.
AURANIN RENKLERİ
Kırmızı; Koyu kırmızı kızgınlık, sinirlilik ve tedirginlik duygularını gösterir, parlak bir kırmızı canlı bir yaşam gücünü ve azim duygusunu temsil eder. Koyu tonda bir kırmızı bencilliğin ve ihtirasın işaretidir. Kahverengine yakın bir kırmızı korkuyu simgeler. Siyaha dönük bir kırmızı ise negatif niyetlerin habercisidir. Canlı parlak bir kırmızı aynı zamanda fiziksel sağlığın ve ataklığında habercisidir. Pembeye çalan kırmızı duygusal mutluluk ve aile yaşamındaki güzelliklerin işaretidir.
Turuncu; Canlı ve berrak bir turuncu fiziksel gücü, cinsel enerjinin sağlıklı işlediğini gösterir. Aynı zamanda parlak ve canlı turuncu renk olayların akışına iradi etkilerimizi ve sorumluluk alma kapasitemizin göstergesidir. Eğer koyu renk bir turuncu söz konusuysa bu dalak ve üreme organlarında bir sorun olabileceğinin işareti olduğu gibi bencil bir yapının da göstergesidir.
Sarı; Sarı renk zekâ, akıl kapasitesi ve entelektüel düşünce biçimiyle ilintilidir. Mat ve canlı olmayan bir sarı maddi ve dünyasal konulardaki düşüncelerin ve zihni daha çok bu konuların işgal ettiğinin bir göstergesidir. Sarı renk canlı ve parlak ise zihinsel kalitenin yüksek olduğu ve kişinin ruhsal konularda da bir kapasiteye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Kirli ve sisli bir sarı ise kurnazlığın ve ihanetin göstergesidir. Aynı zamanda kirli tonlarda bir sarı mide ve pankreas sorunlarına da işaret edebilir.
Yeşil; Canlı ve temiz bir yeşil dengenin, uyumun ve anlayışın göstergesidir. Özellikle zümrüt yeşil bir renk kişinin şifa çalışmaları yaptığının yada şifa konusunda çok yetenekli olduğunun bir işaretidir. Aurasında canlı yeşil renk hâkim olan kişiler sakinleştirici ve bulundukları ortama uyum getirici etkilere sahiptirler. Eğer yeşil renk koyu ve sisliyse bu açgözlülük ve yalancılığın bir işaretidir. Kahverengine çalan yeşil renk ise kıskançlığın ve negatif ihtirasların habercisidir. Koyu ve çamurlu yeşil renk kalp rahatsızlıklarının da işareti olabilir.
Mavi; Canlı ve parlak bir mavi anlayışın, sezgisel yeteneklerin ve geniş ufuklu düşüncelerin işaretidir. Daha çok dinsel inançları yoğun olan insanlarda görülür. Sanatçılarda ve sanatsal yetenekleri olan kişilerin auralarında da canlı mavi renk bulunur. İletişim yetenekleri güçlü ve ikna etme kapasiteleri güçlü olan insanların auralarında da mavi renk hâkimdir. Eğer mavi renk koyu ve çamurlu ise dinsel konularda bağnazlık yada ruhsal olarak karanlık bir yapının işaretidir.
Çivit Mavisi; Daha çok üçüncü gözle ilişkilendirilen bir renktir. Auralarında çivit mavisi renk bulunan kişiler sezgisel yetenekleri gelişmiş ve vizyon sahibi olan insanlardır. Ayrıca bu rengin parlak ve canlı renkte olması sadık bir kişiliğinde habercisidir. Çivit mavisi renk çamurlu ve sisli ise bu iç görüden yoksun ve sezgilerini ciddiye almayan bir kişilik yapısını gösterir.
Mor yada menekşe; Bu renkler tepe çakra ile ilişkilendirilmiştir. Bu renkler ruhsal gücü ve ruhsal olarak gelişmiş bir yapının simgesidir. Evrensel sevgiye inanan ve yüksek ruhsal hedefleri olan kişilerde bu renklere rastlanır. Daha çok asalet ve ruhsallıkla ilişkilendirilen bu renkler aynı zamanda meditasyon yapan kişilerin aurasında da görülebilir. Daha çok tepe çakrası civarında bulunan bu renkler kişi ruhsal gelişiminde ilerledikçe tüm auraya doğru yayılım gösterir.
Pembe; Aurada görülen canlı pembe renk duygusal yaşamda dengenin ve uyumun işaretidir. Merhametli ve yardımsever insanlarında auralarında pembe renge rastlanır. Evrensel sevgi hisleriyle dolu olan insanların auralarında yoğun olarak görülen bir renktir.
Kahverengi; Genelde maddiyatla ilişkilendirilen bir renktir. Özellikle işkolik insanların auralarında sıkça bulunmaktadır. Genelde fiziksel sağlık için olumlu olarak yorumlanmaz ve hastalıkların bir işareti kabul edilir. Cimri ve açgözlü insanlarında auralarında sıkça görülebilen bir renktir. Kestane rengi ise kişinin üstlendiği görevleri yerine getirebildiğini gösterir.
Siyah; Fizik bedenle, eterik beden arasında dar bir şerit halinde görülmesi son derece normaldir. Ancak bunun dışında görülen siyah renk kişinin yaşamı ve kendi varlığını reddettiği anlamına gelir. Aurayı dolduran siyah renk ışığın olmadığının ve karanlığın işaretidir. Eğer siyah aura içinde çizgiler halindeyse pozitif özellikleri yok edecektir. Karanlık yönleri olan, gizemli insanlarda görülebilecek bir renktir.
Gri; Durgunluk ve donukluğu simgeleyen bir renktir. Genel olarak fiziksel bedeninde enerjiden yoksun kaldığını gösteren bir renktir. Koyu tonlardaki gri ise korkuların ve aşırı karamsarlığın ifadesidir.
Beyaz; Aurasında beyaz renk hakim olan insanların kişisel bütünlüğe ulaştığını ve ruhsal anlamda oldukça gelişmiş olduklarını ve erdem sahibi olduklarını gösterir.
Bu renklerin dışında altın rengi, gümüş rengi ve eflâtun gibi renklerde aurada görülebilir. Bunlar daha çok ruhsal renklerdir ve ruhsal konularda çalışmalar yapan kişilerde bulunur. Ruhsal renkler oldukları için bunların açıklanması ve yorumlanması da kolay değildir
دیدگاهتان را بنویسید